İçimde bir gözyaşı birikiyor,
yalnızca bir damla ve kendini yalnızca o damlada biriktiriyor. Ne
zaman ağlayamasam kendimi gözyaşlarımı yutmaya çalışırken
buluyorum ama boğazımda da düğümleniyorlar, yutsam bile yüz
çizgilerimden fışkırıyormuş gibi geliyorlar bana.
Hayat...Ölüm karşısında ne kadar
da değersiziz. Nasıl da unutuveriyoruz yaşarken ölümlü
olduğumuzu bu kadar. Değmiyor hiçbir şeye oysa. Elinde bir avuç
toprak kalıyor, başka bir şey değil. Bütün “ben”
dediklerinin toplamı çürüyerek yok oluyor. Zihinlerde kalan bir
anıdan başka bir şey olmuyorsun sonra. Bitmek, yok olmak, tamamen
gitmek olmuyor bu elbette. Sen başkalarında yaşamayı
sürdürüyorsun. Fiziki ve herkesçe bilinen varlığın yok olması
ölüm. Ama insana öylesine bir çaresizlik hissi bırakıyor ki
geride. Eğer bu hisle yaşamını sürdürmeyi
denesen..sürdüremezsin ki. Sonunu bildiğin bir maceraya atılmadan
önce binlerce kez düşünen sen! Sana söylüyorum! Neden
yaşıyorsun o zaman? Bu maceranın sonunu da bilmiyor musun yoksa?