20 Şubat 2015

BOKA BASMAK




Ben şimdiye kadar hiç bir kadının boka bastığını görmedim. Gerçek anlamda boktan bahsediyorum. Hani şu sokakta sokak köpeklerinin ya da sahipli ama bok konusunda sahipsiz köpeklerin bıraktığından. Bir gün, sokakta yürüyen bir kadının elinde sigara gördüğüm gün, hafif bir garipsemenin ardından garipsemem tuhaf gelmeye başladı. Neden? Bir kadın hem yürüyüp hem de sigara içemez mi? İşte o an kavradım birden neden sokaktaki boklara basmadığımı. Ya da hep geçtiğim yollarda hangi taşların sallandığını, yamuk olduğunu, hangi kaldırımın renkli hangi kaldırımın düz renk olduğunu bilmemin nedenini. 

Başını yerden kaldırmadan yürüyen kadınların ülkesinde kadınlar boka basmazlar. Çünkü bilirler ki başları dik yürüseler birileriyle göz göze gelip laf yiyebilirler. Sadece göz göze geldikleri için, üzerlerinde hangi kıyafetin olduğunun bir önemi yok. Bizim ülkemizde erkekler göz göze gelmekten dahi tahrik olabilirler, bunu bir davet, çağrı olarak algılayabilirler. (Tevekkeli ondan, tiyatro öğrencilerimin yaşları kaç olursa olsun karşı cinsle göz göze gelmekten kaçınmaları, bunu istediğimde zorlanmaları.) Bu bir sobaya değme meselesi gibi. Elini sobaya bir kere değdirdin mi bir daha değdirmezsin. Biri sana bir yerlerini değdirmesin diye de başın önde yürüyüp gidersin. 

Bazen, kendimi cesur hissettiğim günlerde, başım dik yürümeye çalışırım sokakta. -Karşıya bakarak yürümekte hep zorlanmışımdır oysa.- İşte o zaman, dünyanın ne kadar büyük, derin, geçtiğim sokaklardaki ağaçların ne kadar yüksek ve yeşil, ileri bakmanın aslında ne kadar da güven verici hissettirdiğini görüp şaşırırım. Tabii ki karşımdan birileri gelene kadar. Birileri benim bu güvenli halimi görüp yüzüne çirkin bir sırıtış oturtabilir, yanlışlıkla göz göze gelebilirim ve laf yiyebilirim ya da taciz edilebilirim. Boynunu kır ve öyle yürü!...Çok insan söylemiştir bana, beni görmeden yanımdan geçip gittin diye, kadın erkek fark etmez. Sokakta yürürken sadece araçlara -ama kesinlikle içindekilere değil- dikkat ederek yürümek zorunda olunan bir ülkede yaşıyorum ben. Kibarlık yapıp bana yol veren araçlardaki insanlara buradan toplu bir teşekkür göndersem hepsine iletilir mi ki bu? Zira o an teşekkür etmek için bile göz göze gelmek tehlike oluşturabiliyor bazen de...

Ben yürürken hiç boka basmadım. Yürürken boka basan bir kadın da görmedim. Eğer siz hayatınızda bir kez bile olsa boka basmış bir kadınsanız, bunun kıymetini bilin. Siz her türlü tacize rağmen başı hala dik yürümeyi becerebilen ender ve değerli bir kadınsınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder