14 Mayıs 2014

Ateş Böcekleri...

Uzaktan baksan ateş böcekleri gibi. Gecenin karanlığında hareket ediyorlar. Gittikçe yaklaşıyorsun karanlığın daha da içine, meğer baretlerinde fenerlerle karanlığın dibine inen madencilermiş. Daha da yaklaşıyorsun, hani birinin gözlerini görebileyim diye, göremiyorsun, öylesine kararmış, kendi ten renkleri bile kalmamış. Kendi renklerinin tamamını kaplamış olan siyah sadece görünürde değil, ciğerlerinde de. Siyah soluyor madenciler, siyaha boyanıyor yaşı kaç olursa olsun. Sadece onlar değil, anaları babaları, çocukları, eşleri hepsi kapkara. Onlarınki görünür değil. Her gün, her vardiyada ya da, bir daha görüp göremeyeceklerini bilmedikleri birini, sevdiğini, hayatını uğurluyorlar mezardan derin, mezardan kara o çukura. İçleri kara, umutları kara, yarınları kara. Başkalarına ateş, aydınlık, sıcaklık verecek bir şey için boyamak değil mi bu kendini karanlığa! Kendileri kullanmak için kazmıyorlar, kendileri satmıyor, kendileri para kazanmıyorlar. Birilerine bedavaya verilebilsin diye giyiniyorlar bu tek renkli üniformayı hayatlarına! Evet, onlar ateş böcekleri, birileri kazansın diye, başkalarının ocaklarında ateş yanabilsin diye hiçe sayılıp ezilebilecekleri düşünülen böcekler! Onlar istatistik, onlar sayı...Hayır işte, değiller! İnsan onlar! Bir olduğumuz insanlar, hepimizin hücrelerinin bir parçası! Ne zaman anlayacağız, ne zaman fark edebileceğiz herkes gibi çıplak ve aslında eşit doğduğumuzu ve eşit öleceğimizi. Bunun gayrısı yalan, hikaye, olduğunu sandığımız kurmaca! Yaşamdan daha değerli ne var ki başka?
Yüzlerce ateş böceği öldü bugün. Bir insanın canı yandığında hepimizin canı yanıyor aslında çünkü bağlıyız birbirimize, hem de çok derin bağlarla. Eğer bir insan böylesi bir cinayetten etkilenmiyor, ekonomik altyapısını fark edip de “kader” deyip geçebiliyorsa, işte o insan mutasyona uğramıştır çoktan, hayatla bağı kopmuştur, vücudu insanlarla aynı hücrelerden oluşmuş değildir, değişmiştir işte.
Yüzlerce ateş böceği öldü bugün. Aslında hep yaptıkları gibi. Artık evlerinde, çıkardıkları kömürden daha beter, daha harlı, daha acımasız bir ateş yanıyor şimdi. Ve hepimiz sorumluyuz bundan, dünyanın herhangi bir yerinde ezen-ezilen ilişkisi yüzünden gerçekleşmiş herhangi bir olaydan ne kadar sorumluysak öyle sorumluyuz. Hiç boşuna suçlu yaratıp, işaret parmaklarımızı “suçlu”lara doğrultup temize çıkarmaya çalışmayalım kendimizi. Haksızlıklara susuyoruz, görmezden geliyoruz, hatta kendi çıkarımız için insanlığımızı satıyoruz. Yaşanan tüm güzelliklerin de felaketlerin de nedeni biziz! Eşit ve adil bir hayatın mümkün olduğu genetik kayıtlarımızda yüklü bile olsa, yaşadığımız kısacık şu zamanda, evrenin içinde kum tanesi bile olamayacak kadar küçücük bir dünyayı paylaşamıyoruz ya, yuh olsun bize!
Yüzlerce ateş böceği öldü bugün. Bugün, kim bilir kaç madende kim bilir kaç madenci siyaha büründü yine, tüm bunları bile bile. Durduralım artık insanın insana yaptığı zulümü! Adil, eşit ve özgür bir dünya mümkün!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder